Şimdi Yollara
Koyulma Vaktidir
Yepyeni hiç bilmediğimiz bir yere gidiyor olduğumuzu hayal
edelim,
Daha önce sokaklarını hiç dolaşmamış, yemeklerini tatmamış,
denizini koklamamış olduğumuz, daha önce hiç bilmediğimiz bir yer olsun,
Nasıl gideceğiz, hayalimize bir uçuş ekleyelim, ertesinde
bir uçuş daha, öyle uzak bir noktası
olsunki dünyanın bize, bir kere gitmesi meşakatli olsun saatlerce sürsün
yolculuğumuz...
İlk uçuşumuzdayız, şu anda yanımızda kitaplarımız ve sadece
bu yolculuğumuz için hazırlamış olduğumuz bomboş bir defterimiz var, ne yazalım
diye soracaksınız, gelin birlikte karar verelim...Şu anı yani bu yolculuğu mu
yazalım, yoksa geçmişe dönüp bugün kim olduğumuzu mu anlatalım, hangisi olsun...Sesiniziduyabiliyorum,
diyorsunuz ki önce kim olduğumuzu bulalım... Biz kimiz, bu noktada bu koltukta
oturmamıza sebep olan olaylar ve hayaller nedir...Nedir bizi bunca uzaklara
gitmeye bunca keşfetmeye bunca rastgelmeye yönlendiren...
Yolculuk demiştik, çok uzun saatlerimiz olacak hayat
hikayemizi boş sayfalara dökmeye, biz yazdıkça yollarımız da kısalacak,
hikayemiz bugüne geldiğinde ise sizlerle bambaşka bir diyara ermiş olacağız.
Nereye gidiyoruz o halde diye sorabilirsiniz, öncelikle hedefimizi paylaşmak
gerek öyle ya, bir düşünelim, belki İskandinavya’nın henüz kara kışa girmemiş
geniş meydanlarına, belki Asyanın dört mevsim bıkmadan insanın içini
ısıtan adalarına, güneşine, denizine,
belki kar tanelerinin çoktan düşmüş olduğu Kuzey Kutbuna ve belkide dünyanın en
kalabalık şehirlerinden birine gitmekteyiz...
Ama önce hikayemizi yazacağız sizlerle sonra hepbirlikte çok
uzak dediğimiz bir şehri, bu şehrin insanlarını,
hatıralarını, kültürünü, çocukluk hikayelerini ve gecelerini yaşıyor
olacağız...Hikayemiz bir uçak koltuğunda başlıyor yanımızda kitaplarımız ve boş
sayfalarımız var...Yanımızda ise biraz huzur biraz keşif heyecanı...
Şimdi yollara koyulma vaktidir...