2014 yılı "bütünlük"
olsun;
doğumumuzdan bu yana evrene saçılmış
tüm parçalarımız; bir nefeslik öz’le burada...
Bütünlük...Doğumumuzu
düşünelim, kaybettiğimiz bir parçamız, yitirme veya eksilme duygumuz var mıydı?
İlk doğduğumuz an, ilk nefes alışımız,
anne kucağı, etrafımızı saran sevgi...Sonra ne oldu, yavaş yavaş yitirmeye
başladık...
Nasıl mı?
Belki en çok sevdiğimiz kalemimizi kaybettik, en iyi arkadaşımız başka şehre
taşındı, hoşlandığımız kız başka bir çocuğa aşık oldu, yıl sonunda çok
çalışsakta takdire teşekküre yetişemedik, hayal ettiğimiz üniversiteye
gidemedik veya anne babamızı kaybettik...Hep yitirdiğimiz bir zaman bir
yerlerde bıraktığımız birşeyler oldu... Her tecrübemizle bir kat daha endişe
yüklendik, gelecekte yitirebileceklerimiz için, ve olan bugünümüzün bütünlüğüne
oldu...
Peki
bütünlüğümüz nerede kaldı, o doğduğumuz anın saf ve biricik hissi, yitirmeyi ve
kaybetmeyi hiç bilmediğimiz o an...Doğaya bakalım, kertenkele kuyruğu kopar
yoluna devam eder, tırtıl kozasını bırakır kelebek olur, göçmen kuşlar yeniden
yollara düşer ve sazanlar her sezon ölüm pahasına akıntıya karşı yüzer...Belki
bizim kadar hatırlamazlar diyeceksiniz, yada bizim kadar uzun ömürlü değiller
yeniden yeniden yitirmeleri yaşamak için...
Fakat her
örnekte görürüz, o doğum anımızdaki bozulmamış "öz"
her
ne yitirirsek yitirelim bizimledir...Aslında yitirdiklerimiz her seferde bir
heykeltraşın taşı oyuşu ve gerçek eserini ortaya çıkarışı gibi bizi
şekillendirir. Bugün hepbirlikte kendimize bakalım, bu şekli görebiliyor muyuz
ve düşünelim bugün özümüzle ve bütünlüğümüzle nelerin eseriyiz? Ve gözden
geçirelim tüm bu zaman boyunca şekillendirilmiş parçalarımızı, bugün doğumumuzdan
bu zamana kadar her yana saçılmış parçalarımız bize dönsün...
Bugün hepbirlikte yitirdiğimiz parçalarımızı sevelim,
doğum anımızdaki o bütünlüğümüzü derin bir nefes alarak içimize çekelim... Bir
nefeslik "öz" olalım...
Mutlu
yıllar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder